Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Çalışanlarının Sözü

Sendikası

 

 

BİRLİKTEYSEK GÜÇLÜYÜZ

 

 

 

Sendikal faailyet suç değildir. 1 Mart 2022

 

ATATÜRK senin yaşındayken!

 

KORKMA. Korkunun ecele faydası yok. Korku tüm canlılarda bulunan vücudu olası acı ve ızdırap hallerinden uzak tutmak için var oluşsal bir duygudur. İnsanların ve diğer canlıların korkuları aynı temel sebeb ile oluşsa da insanlar düşünen varlıklar olduğu için korku duygusu neden sonuç ilişkileri ile de oluşmaktadır. Daha da önemlisi toplum ve ebeveynler çocuk yetiştirirken bilinçli veya bilinçsiz olarak işlerini kolaylaştırmak, çocuğu kontrol etmek için bu duyguyu kullanarak hepimizi hayatımızın başlangıcında belki yeterli belki abartılı olarak şekillendirdi. Bu sebeple de ileriki yaşlarda hep bir şeylerden korku duymamız ve yeni korkular ile yaşamamız hayatımıza yön verir oldu.

Namuslular namuzsuzlar kadar cesur olmadıkça toplum düzelmez. Hepimizin ihtiyacı olan sadece cesaret. İşler içinden çıkılmaz bir hal aldı ise ve sonuç hep en kötüye çıkıyorsa, yani eşşek öldü ise artık kurttan korkmaya bir sebep kalmıyor. Normalde kediden kaçan tavuğun annelik duyguları ile kediyi kovaladığını görmüşsünüzdür. Yeterli motivasyona sahip ve sonucun bundan daha kötü olamayacağını gören, kaybedecek bir şeyi kalmamış insandan gerçekten korkmak gerekli.

ATATÜRK 7 yaşında babasını kaybetti. Asker olduktan sonra 30 yaşında ilk savaşını kazandı. 34 yaşında Çanakkale geçilmez dedirten kahramanlardan biri oldu. 38 yaşında bir ulusu karanlıktan çıkarmak için çalışmaya başladı. 40 yaşında Sakarya zaferi ile GAZİ unvanını aldı. 42 yaşında devlet kurdu. Atatürk hiç korkmadı mı? Her insan gibi oda korkmuştur, fakat korkuları bir devlet kurmasına engel olamamış.

Ya sen ATATÜRK’ün hangi yaşındasın?

Hepimizin korkuları ve bu korkular ile baş etme yöntemleri var. En kolay çözüm kaçmak. Kaçmanın bir çözüm olmadığını birçoğumuz hayat tecrübesi ile edindik. Bir durum ya da mekandan bir sebep ile uzaklaştığımızda yani kaçtığımızda başka bir mekanda benzer veya biraz farklı başka sorunlar ve korkular ile karşılaşmışızdır. Çözüm aslında basit hayatın her aşamasında hayatın normal akışına uymayan sorunları yerinde ve zamanında bertaraf etmekten geçiyor. Toplumun tüm bireyleri ortak hareket edip, toplumun ortak çıkarları uğruna kurallara uymaya, uymayanları etkili yöntemler ile bertaraf etmeye cesaret ettiği gün aslında hiçbir korkumuzun kalmadığını göreceğiz.

Bu kadar anlattıktan sonra artık sendika korkusundan bahsedebiliriz. Ülkemizin tarihine dönüp baktığımızda toplumumuzda hep bir bölünme sebebi icat edildiğini görürüz. En büyük bölünme unsuruda sağ-sol bölünmesi. Öğretilmiş caresizlik ile bizleri pasifize etmeye dönük bu toplumsal davranışlar, özünde korku kaynaklı. Eğer yaptığın davranış bir başkasına zarar vermiyor ise adli ve idari olarak bir hükmü yoktur. Sendikal faaliyette tamda budur. Birlik olarak ortak çıkarlar konusunda el ele verip yürümektir. Özünde kimseye zarar vermeyen, grubun zarar gören veya görmesi muhtemel üyesine diğer üyelerinin kol kanat gerdiği oluşumdur. Bir nevi serçelerin gökyüzünde birlikte uçup, kartal figürü oluşturması diyebiliriz.

 Bu durumda birlikte hareket edip, bizi koruyacak, ortak çıkarlarımız için çalışan meslektaşlarımız ile yol yürümek, sendikalı olmak, en doğal ve Anayasa ile korunmuş haktır. Bugünün sağlıklı toplum dinamikleri çocuklarımıza bırakacağımız sağlıklı toplumun garantisidir. Size hitap eden, sizin, toplumumuzun, Atatürk Türkiye’sinin geleceği için çalışan bir sendikaya üye olun. Korkmayın sendikal faaliyet suç değildir.

 

Sendikal faailyet suç değildir. 1 Mart 2022 Uzman Doktor Mehmet ÇALKAN